21 Mart 2011
Yazı ve fotoğraflar: Yüce Ayhan
Kaçamaklar her zaman keyiflidir. Her kaçamak da illa yasak olanı yapmak ya da gizli bir işe kalkışmak demek değil elbet. Hafta ortasında, işten izinli olduğunuz bir kış günü, sağanak yağmurun altında yola düşmek de keyifli bir kaçamağın başlangıcı olabilir pekala.
Tire girişine varınca kent merkezine dönmeden doğruca yola devam edince karşımıza çıkan dağ yoluna vurduk aracımızı. Keskin virajlarla yukarı doğru kıvrıla kıvrıla çıkan bu yolda, bütün duyularımızı besleyecek bir kaçamağın habercisiydi herşey.
Yukarı tırmandıkça yaklaştığımız Kaplan köyü sisler içinde bir görünüp bir kayboluyordu. Mevsimin bol yağışlı geçmesiyle arsızlaşan otların yemyeşil bir örtüyle örttüğü toprakta, yılların eskitemediği gövdeleriyle dikilen, dallarında tek tük kalmış siyah taneleriyle zeytin ağaçları bir başka yeşille boyuyordu manzarayı. Aşağıdan uzaklaştıkça büyüyen ovada küçülen kent merkezi yağmur bulutlarının ardında silikleşiyordu giderek. Ötelerde ha patladı ha patlayacak tomurcuklarıyla baharı gözleyen yapraksız incir dalları, yerlerde dikenli kabuklarıyla son hasattan kalmış kestaneler natürmort tutkunu ressamlara inat capcanlı bir doğa görüntüsüyle karşıladı bizi.
Sıradan bir günde, büyükkentte canımıza okuyacak sağanak yağmuru parmak uçlarını üzerimizde gezdiren bir dost gibi hissettik tenimizde…
Yağmur tıpırtılarına karışan kuş cıvıltılarıyla bozulan sessizliği dinledik alabildiğine…
Karşıdaki evlerin odun sobalarından yayılıp ıslak toprağın kokusuna karışan isi çektik içimize, yılların eskitemediği tiryakiler gibi…
Bütün duyularımız doyurulunca sıra geldi karnımızı doyurmaya. Mevsime uygun Ege otlarıyla hazırlanmış mezeler, yağda kızartılmış salçayla süslenmiş keşkek, biberli domatesli Tire köftesiyle Kaplan’ın o bildik tatlarını konuk ettik bir kez daha damağımızda, her lokmada bir yudum rakının eşliğinde elbet.
Yemeğin sonunda masaya buyur ettiğimiz, tadına doyulmaz karadut şerbetli lor üzerindeki taneler ise bakışlarıyla “bir dahaki ziyarete arayı çok açma, kaçıp geliver” diyen bir sevgilinin davetkar gözleri gibi göründü gözümüze.
Evet kaçamaklar keyiflidir, hele de hafta içi kimsenin yolunun düşmeyeceği Tire Kaplan ise gittiğiniz mekan, pek keyiflidir.
merhaba,
Comment by hakan hoz — 22 Nisan 2011 @ 08:41ne güzel kaçmışsınız öyle. Evlerin bacalarından çıkan duman yanmış odun kokusu (is değildir) benim de burnuma kadar geldi.Tire, ödemiş, bozdağlar her ne olusa olsun döndüğünüz kentin sokakları denize çıkıyor. Bunu bilerek gezmek daha da keyifli oluyordur. Fooğraflar da güzel olmuş. Araya portreler de yakışırdı.
sevgi ve dostlukla
Hakan/Ankara