Mükremin Abi’nin “Yeraltı Şehri”
- Hadi, sizi Mükremin Abi’nin yeraltı şehrine götüreyim!
Turizmci dostumuz Atıl’ın bu garip teklifiyle Göreme’den Avanos’a doğru yola çıktık. Avanos merkezinde dar bir sokakta ilerleyince bir pansiyon tabelası karşıladı bizi, altında da bir ok “Yer altı şehri”.
Yerel mimari örneği eski bir taş evin kapısından girince avluda insanı rehavete davet eden temmuz sıcağının çağrısına uymuş 3-5 kişi, sohbet ediyorlar. Tanıştık, sıcağa inat demlenen çayı yudumladık, teklifsiz muhabbete biz de katıldık.
Mükremin Abi, Avanos’un yerlisi bir turizmci. 12 Eylül darbesi’nin sillesini yiyenlerden. Hayatının normale döndüğü günlerde, yeni bir rota çizmemiş kendisine, Avanos’a demir atmış.
Pansiyonculuk ekonomik amaçlı başlıca uğraşı olsa da esas işi değil, biraz muhabbet edince anlıyorsunuz. İnternet sitesinde kendisini şöyle tanıtıyor Mükremin Abi:
“Ben Mükremin Tokmak (kısaca Müko!). Avanos+Kapadokya’ya kendimi adamış biriyim. Kapadokya’nın tarihi ve gizemini keşfetmek için yıllardır bizim deli alman (Roman) la beraber gezip, fotoğraflar çekip, ihtiyarlardan ilginç hikayeler toplayarak unutulmuş dünümüzün de tekrar nefes alması için hoş bir uğraş içindeyim, ayrıca Kapadokya’nın tarihi ile ilgili arşiv çalışmaları yapıyorum.
Kapadokya’nın ve Türkiye’nin tarihi ve doğal miraslarına karşı yapılan tüm saldırıları da şiddetle kınıyorum ve her zaman karşılarında beni bulacaklar! “
“Yeraltı şehri’ne” gitmek üzere terastan aşağı inip bir girişten geçip yukarı yönelince nevrimiz döndü biraz ama son girdiğimiz loş odada karanlık bir galeriyle karşılaşınca ciddi ciddi bir yer altı şehrinin başında durduğumuzu şaşırarak fark ettik.
Eski bir elektrik düğmesini çevirince uzayıp giden kablolardan sarkıtılmış ampullerin sarı ışığıyla aydınlanan galeride merakla ilerlemeye başladık. İlerledikçe de bazen yürüyerek bazen çömelerek aşağıya doğru inmeye başladık.
Yeraltı şehirlerinde belirli katmanlar arasında güvenlik kapısı olarak kullanılmış büyük değirmen taşları var. Bir dış tehlikeye karşı değirmen taşı içinde bulunduğu oyukta çevrilerek sıkıştırılır, böylece değişik seviyelerde güvenli bölgeler yaratılırmış. Bir yeraltı şehrindeki değirmen taşlarının sayısı o şehrin büyüklüğü ve kapasitesi hakkında fikir verirmiş. Bir kaç gün önce gezdiğimiz Derinkuyu’da gezebildiğimiz sürede dört taşkapı sayabilmiştik. Mükremin abinin yeraltı şehrinde iki taşkapıya kadar inebildiğimizi görünce aslında tamamı açılabilse Derinkuyu ile boy ölçüşebilecek bir şehri gezdiğimizin ayırdına vardık.
Peki, ev altındaki bu yeraltı şehri nasıl ortaya çıkmış? Mükremin Abi’ye sorarsanız zaten bütün Avanos’un altı yer altı şehri. Bölgenin zengin volkanik geçmişinin mirası olan tüf kayalıklarının doğa eliyle işlenmesinden peri bacaları, insan eliyle işlenmesinden ise yeraltı şehirleri çıkmış ortaya. Böylece hem yer üstünde, hem de yer altında etkileyici oluşumlar meydana gelmiş.
Mükremin Abi ise bir tadilat girişimi sırasında tesadüfen bulduğu bu galeriyi yıllarca kazarak, kova kova toprak taşıyarak yüzyıllardır gömülü duran bir şehri ortaya çıkarmış. Elektrik hatlarını döşemiş, aydınlatmış; etkileyici bir yer çıkartmış ortaya.
Kapadokya’nın etkileyici görünümlerine tanıklık etmek için sayısız fırsat var burada. Dilerseniz gündoğumunda havalanan onlarca balondan birinde süzülerek seyreylersiniz Zelve’yi, Göreme’yi havadan, dilerseniz gün batımının kızıllığında sırtınızı bir kayaya yaslayıp Kızılırmak’ın kıvrıntılarına eşlik eden Avanos’a bakakalırsınız. Ya da güneşin en yakıcı anlarından kaçarak zamana meydan okuyan muazzam yeraltı şehirlerini dolaşırsınız. Ama Avanos’a gidip, Mükremin Abi’nin yeraltı şehrini görmezseniz bir şeyleri eksik bırakmış olursunuz.
Bir rivayete göre Güzel Atlar Ülkesi demekmiş ya Pers Dilinde. Günümüzde atlarından pek eser kalmasa da Güzel İnsanlar Ülkesi, Kapadokya.
…………………………………………………………………………………….
www.middleearthtravel.com Atıl Cüce (Göreme) Tel: 0384 271 25 59www.avanosum.org Mükremin Tokmak (Avanos) Tel:0384 511 3840
eline, anlatimina saglik, sevgili Yuce, sen anlat, biz izliyoruz…
Comment by Esra Karakoc — 04 Temmuz 2011 @ 13:48Bunca yıldır defalarca gittiğim güzel atlar ülkesini hep eksik bırakmışım anlaşılan, bu yeraltı şehrini görmeyerek. Yine keyifle ve yeni bir şeyler öğrenerek okudum yazdıklarınızı, teşekkürler…
Comment by Tuba Kayman — 06 Temmuz 2011 @ 21:35Böyle güzel anlatınca orada olmak geldi içimden, bu ağustos düşünüyordum aslında, Mmükremin Abiyi bulmak şart oldu artık
Comment by iskender — 16 Temmuz 2011 @ 09:41Çömlekçi Mükremin sanatında ehil usta
Comment by Muharrem — 30 Temmuz 2011 @ 14:07Ne zaman laf açılsa kerata “Che” havalarında
Kurma şarabın yanında dört köşe Havana purosu içer
Üçüncü karısı mimar Fatoş’u iki yıl önce boşamış
Aaah ! Ah ! Laf anlamadı.
Kılıç ağzı kadını ne yapacaksın.
Kadın dediğin Çukurova pamuğu gibi olmalı
sarıldımı adamı içine almalı
Dedik ya Mükremin çamur ustası.
sabırlı mı sabırlı..
Ne zaman bir merhaba desem uçuk, aklı yükseklerde
Romantizm, humanim, Sosyalizm, der iken,
Tek başına kalmış dört göz bir evde…
Ulan ger gör ki; pırlanta yüreği
ve bulutlarda Anka arayan gözleri alazlı mı alazlı..
Yani has be has katıksız deliklanlı
Bu çocuğa hayran olmamak elde değil.
Aaah ! Ah ki ah !
Dokunsam bulutsuz havada şimşekler yaratacak
Helal olsun !
Ona kalırsa, pek yakında Amerika, Kolombiya, Çin ve Hindistan da büyük devrimler olacak
Yav Mükremin ! Canım kardeşim ! Tamam, söz..insanlığı kurtaralım, ancak;
şu bizim kör topal demokrasinin vaziyeti ahvali ne olacak ?