Agito ergo sum ! -

Türkiye

01 Mart 2011

Buruşuk Ahmet

Yazı: Yüce Ayhan

Oldum olası sevmem şehirlerarası otobüslerin mola yerlerini. Hele Kula’dakileri hiç. Üniversiteyi bitirdikten sonra “mecburen” sıkça yaptığım İzmir-Urfa seyahatleri nedeniyle belki.
İzmir’den çıkalı 2-2.5 saat olmuş daha gidecek 20 saat yol  var, otobüs Kula’da mola verir. Dönüşte de İzmir’e az bir yol kalmışken gene Kula ‘da mecburi bekleme. Yapacak bir şey yok sinir olurdum sadece. O yüzden sonrasında da Kula’da hiç mola vermedim. İzmir’den Eskişehir’e doğru yola çıktığım o sonbahar gününe dek.

Aslında gene niyetim yoktu Kula’da durmaya ama araçta bulunan yol arkadaşlarımın açlığına direnemedim. İçim elvermediğinden otobüs mola yerlerini, yıllar öncesinde Kula’da hükümet tabipliği yapmış bir arkadaşım aklıma düşüverdi. Hemen telefona sarıldım, sordum: “Bu Kula’da nerede yemek yiyelim?” diye. Biraz düşündükten sonra bir iki isim çıktı ağzından, ama hala var mıdır yoksa kapanmış mıdır emin olmadan.  Hem yol kıyısında olduğu hem de ismi  hoşumuza gittiği için Buruşuk restoranda karar kıldık.
Kula’ya girdikten sonra bir süre sağlı sollu yola bakıp da bulamayınca hemen Kula çıkışındaki ilk benzinciye girdik. Pompacıya Buruşuk restoranın yerini sorduğumuzda yanıt yerine sorduğu soruyu yanıtlamakta tereddüt ettik bir an:
-İçki yeri mi arıyorsunuz?
Pompacıyı önceliğimizin içki yeri değil “Buruşuk” olduğuna ikna ettikten sonra tarifi lütfetti. İzmir yönüne geri dönüp sağda yol kıyısındaki “imitasyon” Kula evlerini geçer geçmez kent merkezine girer gibi sağa hamle yapıp merkeze yönelmek yerine hafif bir sol yaparak, İzmir-Ankara asfaltına paralel yan yola girip az biraz gittikten sonra sağda “Ekmekçi Ahmet” tabelasını gördüğümüz yapının önüne yanaştık. “Buruşuk Ahmet’in yeri burası mı?” sorumuza olumlu yanıt alınca aracı parkedip önümüzdeki merdivenlerden biri incir biri dut, iki büyük ağacın  yeşilliğiyle  gölgelenen boş terasta  gözümüze kestirdiğimiz bir masaya kurulduk. Az öteden geçen şehirler arası yolun uğultusu yanıbaşımızdaki ağaçların hışırtısında kaybolurken yaklaşan genç garsona ne yiyebileceğimizi sorduk. Bildik ızgaralar yerine ortaya bir “kelle” siparişi vermiş beklerken beyaz önlüklü, altmışlarında bir bey yaklaştı yanımıza: Buruşuk Ahmet.
Arkadaşımın ismini söyledim uzattığı elini sıkarken,  kısa bir an yüzüme baktı:
- Sen değilsin!
dedi. Bekletmeden cevapladım:
- Ben değilim ama onun tavsiyesiyle geldim.
- Yirmi, yirmi beş sene oldu o buradan gideli.
Gözleri uzaklara, o zamanki günlere kaydı bir an, sonra  “sipariş verdiniz mi” diye sordu. “Kelle söyledik” deyince gözleri parladı bariz. “Siz oturun gerisini ben hallederim” diyerek kayboldu. Çok geçmeden masamıza söğüş domates ve yeşil biberin eşlik ettiği beyaz peynir, süzme yoğurt gezdirilmiş karışık kızartma, yoğurtlu patlıcan ezmeyi taşıdı genç garson kızarmış ekmeklerle birlikte.
Masada kendini feda eden biri olunca şöförlük için, bir de rakı söyledik nefis mezelerin yanına. Biraz sonra elinde kelle tabağıyla geldi Buruşuk Ahmet. Önümüzde buzlu rakıları görünce sevinçle karışık bir hayret “Ooo, rakı da söylemişsiniz” diye oturdu masamıza.
Biraz dertleştik, eski tadı yokmuş artık işlerin, işyerinin. Bir zamanlar yol kıyısında, ağaçlar arasında kaybolan restoran şimdi İzmir-Ankara yolunun tükettiği yeşilliklerden kalan o iki ağaçla birlikte yaşamaya çalışıyor, gücü yettiğince.
Buruşuk’un donattığı masada damağımızda nefis tatların hazzı sürerken Buruşuk Ahmet elinde koca bir tepsiyle merdivenlerde göründü:
-Şanslısınız, akşama bir grup var, onlara yaptırdım, ama size de tattıracağım.
Biraz sonra elinde bir tabakta, tepsiden çalınmış bir kaç parça “susam böreği”yle masamıza döndü.
Kula’ya haksızlık ettiğimi fısıldadım kendi kendime bir nevi tahinli-susamlı baklava olan susam böreğini mideye indirirken.
Yolu Kula’ya düşenler için bir keyif mekanı; dayanabildiğince dayanacak, birileri gitmeye devam ettikçe yaşayacak bir mekan Buruşuk Ahmet’in yeri. Önceden haber verip de grup giderseniz kuzu çevirmeyle susam böreğini masada hazır bulabilirsiniz.
(Buruşuk Ahmet’in telefonu: 05378570047)

Yorum yapın

Bu yazıya yapılan yorumlar için RSS beslemeleri. TrackBack URL