Agito ergo sum ! -

Kuzey Amerika

28 Şubat 2012

Seminol Bataklıklarında!

Yazı ve Fotoğraflar:  Yüce Ayhan

Müzik: David & Steve Gordon  - Sacred Spirit Earth Drums

Bonelli sözcüğü size bir şey çağrıştırmıyorsa çizgi romanlarla hiç işiniz olmamış demektir. Mister No‘nun yaratıcısı olarak çizgi roman tarihine damgasını vurmuş olan Sergio Bonelli onlarca çizgi roman karakterine hayat veren usta bir kalemdi oysa. Eylül 2011′de aramızdan ayrıldığında babasından devraldığı Teks karakterine biçtiği öyküleriyle hatırı sayılır bir hayran kitlesi bıraktı ardında. Sergio Bonelli Editore yayınevi ekibi’nden Claudio Nizzi‘nin yazıp Jose Ortiz‘in çizdiği “Seminoller” macerasını elime aldığımda başta yadırgamıştım. Çünkü  Navajo kızılderilileri arasındaki yaşamına;  Arizona çöllerinde ve Rio Grande kıyılarında geçen hikayelerine alışkın olduğumuz Teks Willer‘in Seminol kızılderilileriyle hiç işi olmamıştı daha önce.

Kitabın sayfalarını aralayınca bir kaç yıl öncesinde aynı coğrafyada, Seminol bataklıklarındaki  gezintimi anımsadım keyifle.

Florida deyince ya  Miami sahilleri ya  da Orlando’daki Film Stüdyoları veya Disneyland gelir aklına çoğunluğun. O sırada Tampa’da yaşayan arkadaşımın konukseverliğiyle cazip bir seçenek olarak sunduğu Everglades bataklıkları baskın gelince düştük yollara.

Florida yarımadasının batı kıyısında bir kent olan Tampa’dan önce güneye sonra batıya yönelince Seminol topraklarına ayak basmış olduk. Bazı kaynaklarda Seminol sözcüğünün   İspanyolca “vahşi” anlamına gelen cimarroni sözcüğünden türediği iddia edilse de Creek dilinde “kaçak” anlamına gelen simanooli sözcüğü daha akla yakın bir seçenek gibi gözüküyor. Çünkü sonrasında Birleşik Devletler başkanı olacak Amerikan “ulusal kahramanı” General Andrew Jackson komutasındaki Yanki ordusunun kıyımından kaçan Creek kızılderilileri başta olmak üzere farklı kızılderili kabileleri ile kaçak siyah kölelerin birlikteliğinden oluşan bir toplulukmuş Seminoller.

Bu kaçaklar ittifakı, 1700′lerin ikinci yarısında sığındığı Florida’da yeni bir hayat kurmuş kendisine. Ancak kıtadaki güçleri zayıflayan İspanya ve Britanya’nın, egemenliği Birleşik Devletlere kaptırmasıyla sığınılan topraklar yeni savaşlara mekan olmuş. Ondokuzuncu yüzyılda artık bölgenin tek egemeni olan Amerikalı koloniciler kaçak kölelerini geri almak isteyince Seminol Savaşları olarak anılan üç savaş olmuş bölgede. İkinci Seminol savaşında Yankilere üç yıl boyunca kök söktüren Seminol şefi Osceola‘nın ölümünden sonra kesilen başı “antropolojik değeri yüksek buluntu” olarak New York’ta bir müzeye gönderilmiş.

Yenilgiye yazgılı olsalar da  teslim olmamışlar ve Birleşik Devletler hükümeti ile  “barış” antlaşması imzalamayan tek kabile olarak Amerikan tarihine geçmiş bu bataklık insanları.

Sürüldükleri Everglades bataklıklarında varlıklarını sürdüren bu insanlar, gösterişli takılarla bezeli süslü giyim tarzlarıyla, hep birlikte devşirdikleri ortak kültürleriyle, direnç ve dayanışmalarıyla bir tarih yazmışlar Florida topraklarında.

Bir zamanlar Seminollerin gerilla savaşlarına mesken olmuş bataklıklarda o zamanların kargaşa ve gürültüsünden eser yok artık.  Sadece bataklık teknelerinin gürültüsü duyuluyor etrafta. Airboat veya fanboat olarak adlandırılan, altı düz gövdeleri ve  arkalarındaki kocaman pervaneleriyle bataklıkta kolayca hareket edebilen bu teknelerle sazlıkların ve mangrov ormanlarının arasında gezinmek, bulanık sularda saklanan timsahları aramak ve teknenin gürültüsünden ürküp havalanan su kuşlarını izlemek için eşsiz bir fırsat sunuyor günümüz kaçaklarına.

 

 

 

Kitap:

Tex-Seminoller

 

 

  1. arkadaşım döktürmüşsün.çok güzel .teks okumamıza rağmen böyle birşey hatırlamıyorum.hele seminolleri .
    eline sağlık.

    Comment by fatihsun — 28 Şubat 2012 @ 20:16
  2. Mister No, Teks ve Seminoller; bulduğun öyküye hayran kaldım.ABD ile barış anlaşması imzalamayan başka kabileler de var diye hatırlıyorum sanki. Belki hatırımda Chayeen’lerin bir kolu olarak devam eden “sarı el” kabilesi gibi bir isim zihnimde canlandı ama tamamen karıştırmış da olabilrim. Kuzeyde Ontario civarında büyük savaşlar olduğunda göçmek zorunda kalan kabilelerirden de sanki boyun eğmeyenler oldu.Keyifle okudum. Ellerine sağlık.

    Comment by Hakan — 28 Şubat 2012 @ 20:48
  3. Kalemine yüreğine sağlık sevgili Yüce. İyi de peki şimdi nerede o ( seminoller ) insanlar?

    Comment by mehmet uhri — 29 Şubat 2012 @ 10:15
  4. Müzik ve görsellik yazının içeriğini yansıtıp güçlendirmiş. Alternatif gezi yazılarına güzel bir örnek, teşekkürler….

    Comment by ayşe veral — 01 Mart 2012 @ 18:14

Yorum yapın

Bu yazıya yapılan yorumlar için RSS beslemeleri. TrackBack URL